Technorati’nin 2013 Digital Influence raporuna göre bloglar,
tüketicilerin fikir ve satın alma kararlarını sosyal ağlardan daha fazla
etkiliyor. Rapora göre tüketicilerin %30’u blogların en güvenilir online kaynak
olduğunu düşünürken, %32’si blogların satın alma kararlarında Twitter,
Pinterest, Instagram gibi sosyal ağlardan ve forumlardan daha etkili olduğunu
ifade ediyor.
Türkiye’nin günden güne büyüyen blog
ekosisteminde farklı konularda içerik üreten sayısız blog var. Bu çeşitlilik
markalara, farklı hedef kitlelere ulaşabilmek için farklı blog kategorilerini
seçme fırsatı sağlıyor. En çok tercih edilen kategoriler arasında ise
yeme-içme, annelik, seyahat, moda, kozmetik yer alıyor.
Bağımsız
yayıncıların beğenileri, tavsiyeleri ve şikayetleri hem okuyucuları için, hem
de kurumsal şirketler için büyük önem taşıyor. Bloglarının yanı sıra sosyal
medya takipçilerinin de gücüyle oldukça geniş kitlelere ulaşıyorlar. Bloglar,
satın alma kararlarında büyük etki sahibi olmalarının dışında markaların,
hikayelerini tüketiciye ulaştırmak için kullanabilecekleri en uygun medya
kanallarından biri.
İçerikle Pazarlama (Content Marketing) yönteminin giderek
yaygınlaşması ile, “bağımsız yayıncılar” olarak adlandırılan blogcuların
ve blogların önemi de her geçen gün hızla artıyor. Pazarlama mixinin içinde
blogla pazarlamaya ayrılan pay günden güne büyüyor. Blogla pazarlama yöntemleri
reklam kampanyasının hedeflerine göre değişiklik gösterebiliyor.
Reklamverenin
amacı kampanyayı geniş kitlelere ulaştırmak ve arama motorlarındaki
görünürlüğünü arttırmak ise, kampanya içeriğini aynı anda yüzlerce blogda
yayınlatmayı tercih ediyor. Bu yöntemde metin, video ve görselden oluşabilen bu
içerikler, kampanya için özel olarak hazırlanıyor. Pazarlama profesyonellerinin
en çok tercih ettiği diğer bir yöntem ise bağımsız yayıncıların kampanya için
hazırladıkları özgün içerikler. Bu yöntemde bloggerlar pazarlanan ürün ya da
hizmeti birebir deneyimleyerek, deneyimlerini kendi fikir ve yorumlarıyla
okuyucularına aktarıyor. Bağımsız yayıncıların ilgi duydukları konulara dair
ürettikleri özgün içerikler, blogları aracılığıyla geniş kitlelere ulaşıyor. Bu
güçlerini sosyal medya yayılımları ile birleştirerek, ulaştıkları bu kitleleri
büyük ölçüde etkileyen, kendi alanında uzman fikir önderleri haline geliyorlar.
Wisemetrics’in araştırmasına göre Facebook paylaşımlarının
tüm görüntülenmelerinin %75’i ilk 2,5 saatlik süre içerisinde tamamlanıyor. Bir
tweetin ömrü dakikalarla sınırlı. Tüketiciyle sürdürülebilir iletişim kurmak
ise bu rekabet ortamında büyük önem taşıyor. Bloglarda yer alan organik
içerikler kampanya içeriklerinin arama motorlarında indekslenmesini ve üst
sıralara taşınmasını sağlıyor. İçeriklerde metin, görsel ve videonun aynı anda
kullanılabilir olması reklam verene avantaj sunuyor. Bloglar, sosyal medyada
etkileşim için tetikleme platformu gibi çalışıyor.
2014
yılının blog trendlerini etkilemesi beklenen gelişmesi ise mobilin "önlenemez" yükselişi
olacak. Geçtiğimiz yıllarda Microsoft’un gerçekleştirdiği bir araştırma
2014’te mobilin internet tüketiminin masaüstü ve dizüstü cihazları
geçeceğini öngörüyordu. Dolayısıyla blogların mobil cihazlara uyumlu oluşunun
büyük önem kazanacağı düşünülebilir. Bu gelişmeyle birlikte bağımsız yayıncıların
mobil cihazlarda kolay tüketilebilen ve paylaşılabilen içerikler üretmeleri de
önem kazanacak. Okuyucular, daha fazla görsel ve videoyla desteklenen, az ve öz
yazıları tercih edecek.
Bu yazıyı Campaign Türkiye dergisi Nisan 2014 sayısı için hazırladım.
Technorati’nin 2013 Digital Influence raporuna buradan erişebilirsiniz: http://technoratimedia.com/report/2013-dir
No comments:
Post a Comment